31 Mart 2010 Çarşamba

BELGIQUE : INTERDICTION DE LA BURQA !..

BELCIKA : BURKAYI YASAKLAYAN İLK ÜLKE !..
Belçika, Avrupa’da kamuya açık alanlarda burkayı

yasaklayan ilk ülke olacak..


( - Birlikten kuvvet dogmaz !.. )

Vers une interdiction de la Burqa dans les lieux publics en Belgique !..

Une commission parlementaire s’est prononcée à l’unanimité en faveur de cette mesure. Si d’ici l‘été, la Chambre des députés confirme ce vote, la Belgique deviendra alors le premier pays d’Europe à bannir le port du voile intégral dans l’espace public
...

Zafer Temoçin Çiziyor - MUAVİYE


Karikatürleri değerli kılan salt esprileri ve çizimleri değil, aynı zamanda sanatçının duruşudur.
Zafer Temoçin'e SAYGIYLA,SEVGİYLE...

SALİH MEMECAN ÇİZDİ


Salih MEMECAN/SABAH

30 Mart 2010 Salı

ATELIER DE JOURNALISME ET INFOGRAPHIE !..


COIN D'ART a.s.b.l, à côté de ses activités artistiques comme caricature,calligraphie, dessin, vient de lancer un autre atelier sur le journalisme et infographie!.
Sous la direction de notre animateur-caricaturiste Ismail DOGAN, qui est aussi un journaliste et infographiste, animera son atelier, tout les lundis et Vendredi de 16h30 à 18h, dans ses locaux qui se trouvent à la rue Van Lint, 29.
POURQUOI LANCER CET ATELIER SUR LE JOURNALISME ?
Les médias officiels parlent souvent en notre nom, quand , il s'agit de notre quartier, sans nous avoir demandé notre avis est souvent ne reflète pas la réalité.
Par cet atelier nous voulons sensibiliser l'opinion publique à ce que notre quartier nous inspire à devenir et le rôle qu'on peut jouer pour une vie plus harmonieuse.
Il ne s'agit pas dans le cadre de cet atelier de faire devenir les participants des journalistes professionnels, mais d'apprendre à s'exprimer par la presse écrite, en éditons une revue bimensuelle par les participants de l'atelier..

suite de l'article : http://www.coindart.blogspot.com/

28 Mart 2010 Pazar

E-PAZAR -28- KAÇAK

HAFTANIN KARİKATÜRÜ
Teşekkür
(LEMAN)

HAFTANIN FOTOĞRAFI
Manşet'e bak A.Q. Hürriyet gazetesinin manşetleri
Vay Şerefsiz...
HAFTANIN FIKRASI
Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardından SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza Nasil yapistirdi tokadi" diye düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genc kız da "Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye düşünnmektedir.
Albay ise "Ulan bizim esoglusu er, kızı öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de içinden şöyle düşünmektedir:
"Hehe. Aferin lan bana. elimi öpüp nasıl yapıştırdım tokadı albaya...
HAFTANIN +'SI

HAYVANLAR ALEMİ

---
MOTOR OLAN BİR İNTERNET SİTESİ
(GOOGLE)

GÜNAHKAR BİR İNTERNET SİTESİ
(YOUTUBE)

BAĞIMLILIK YARATAN BİR İNTERNET SİTESİ
(FACEBOOK)

Sorunlu bir internet sitesi
(acunmedya)

Böyle internet sitesi mi olur A.Q
(Wiki)

TÜRK KÖKENLİ SANATÇILAR BULUŞTU !..

Brüksel’de “Rue Royal 241 1210 Bruxelles” adresinde faaliyetlerini sürdüren Sazz ’n Jazz yöneticileri Belçika’da yaşayan Türk kökenli sanatçıları buluşturdu. Karikatür, tiyatro, sinema, edebiyat, müzik ve moda alanlarında çalışmalar yapan Türk kökenli sanatçılar Sazz ’n Jazz’a girişimi için teşekkür ederek “bu tür buluşmaların daha sık yapılması gerektiğini” vurguladılar. Normalde 2 saat olarak planlanan etkinlik geç vakitlere kadar sürdü.
haber : www.binfikir.be

27 Mart 2010 Cumartesi

Saatler ileri


1 HOUR FOR THE PLANET !..

1 heure sans lumières pour la planète !.
Cette année, près de 4000 villes dans 125 pays, contre 88 l'an dernier, en participant à la manifestation organisée par le Fonds mondial pour la nature (WWF), un nombre record de participants, quelques mois après les résultats décevants du sommet de l'ONU à Copenhague
.

İklim değişikliği tehdidine dikkat çekmek üzere "Dünya Saati" adıyla düzenlenen 1 saatlik ışıkları kapatma eylemi nedeniyle Antarktika'daki araştırma üssünden Mısır'ın Büyük Piramitlerine, New York'taki Empire State binasına kadar birçok yer karanlığa büründü.
Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı'nın (World Wildlife Fund-WWF) girişimiyle küresel ısınmaya dikkati çekmek amacıyla 20.30-21.30 arasında yapılan 1 saat karanlık eylemine 125 ülkede yaklaşık 4 bin kent ve kasaba katıldı.

SAADET YALҪIN ҪĺZGĺSĺYLE !..( TURQUIE )

26 Mart 2010 Cuma

PENGUEN - GÜNDEM


Bilal Göreken mi Ğöreğen mi ?Bilemedik,af buyurun.Ağzıyla çok ilginç sesler çıkartıyordu. Du du duuuuuuu, be bı be bı bı beeeeee. Darbukası ile dum teke dum dum tek tek.
YETENEKLİYDİ
ACUN DA
HÜLYA DA
ALİ DE
Bu işkenceye göz yumduLAR.
ALLAH RAZI OLSUN

OSMAN TURHAN ÇİZİYOR


Osman TURHAN/ZAMAN

25 Mart 2010 Perşembe

anayasa


SEFER SELVİ ÇİZİYOR - AKP'NİN ANAYASASI

Patronlar AKP’nin anayasasını pek beğendi.

BÜLENT TEKİN YAZIYOR

DEV’İN TRAJEDİSİ
Tanrılar Sisyphos’u sonsuz bir yaşam biçimiyle cezalandırmışlardı. Onu bir kayayı hiç durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlamaya mahkûm etmişlerdi. Sisyphos kayayı tepeye kadar getirecek ama kaya tepeye gelince de kendi ağırlığıyla yeniden aşağıya düşecekti. Bu hep böyle devam edecekti(tekrarlanacaktı). Tanrılar yararsız ve umutsuz bir çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi, haksız da sayılmazlardı-değil mi ya? Günümüzde de-birçok ülkede olduğu gibi-ülkemizde de “kurnaz adam düzeni” yoksul yurttaşlarına böyle bir cezalandırmayı uygun görmüştür. Çarıksızlar, ayaktakımı böyle bir Sisyphos trajedisini yaşıyorlar. Tekel’ci düşünce en yurtsever, en değerli, en madalyalı şampiyon olarak yurttaşlarına böyle bir köle yaşantısını yaşatırken tekelci devletin kurallarına uymaktadır aslında.

Kurnaz adam (bu aralar kurnaz adama taktım ya!) vatan’ı (tekelci dünya görüşü gereği) mülkiyeti ilan etmiştir. Ve bu vatanın üzerinde öyle bir sistem oluşturuyor ki din, iman, Allah, vatan, bayrak, Çanakkale diyerek yeraltı ve yerüstü değerlerin (maddi ve manevi değerlerin) tek sahibi oluyor. İşin yok aybaşını bekle, aldığın maaş birinci gün cebinden uçuyor. Modern baldırı çıplak farkında olmadan modern efendisinden daha çok vatan-millet-Sakarya diyor. İşte sömürünün esas kralı burada inşa edilmektedir. Oysa yoksulluğun olmadığı, sınıflar arasındaki farkın büyümediği (insan haklarına dayalı) bir demokratik cumhuriyette bilinçlenmiş bir yurttaş tipinin kurnaz adam için nasıl bir tehlike olduğunu bir bilse(ydi)k!

Garibanizm yapmak istemiyorum ama-Allah aşkına!-aybaşını getiremeyen memur, işçi, köylü, esnaf, orta sınıfın gelecek için nasıl bir hayali olabilir? Onları Sisyphos trajedisine mahkûm eden oligarşik devlet bir tanrı edasıyla sadece seyrediyor. Toplumsal barış ve demokrasi lafını bolca eden AKP iktidarı Kürt açılımını(!) da Sisyphos’un yazgısına çevirdi. Kürtler kayayı taşıdıkça yuvarlanıp eski yerine geliyor. AKP hükümetinin bu konuda diğer cumhuriyet hükümetlerinden farkı yok. Üstelik İslam’ı da kullanarak-İslam asla bu değildir!-ayrımız gayrımız yok, aynı dinin evlatlarıyız safsatasıyla asimilasyonun en modernini yapıyor. Sünni İslam ve bazen de laik geleneklerin katı tavrı içinde farklı etnik kültürleri İslam potasında eritmek istiyor. Amerikancı İslam’ın (İslam asla bu değildir!) hükümet biçimi olan AKP yönetimi-biz hiç farkında olmadan!-Baasvari bir cumhuriyeti inşa etmek üzeredir. (Baas da%100’lere varan oy almaktadır.) Evet, biz hiçbir şeyin ayırdında değilken ve aybaşını nasıl getiririz diye yaşam savaşı verirken Baasvari bir hükümetin (veya partinin) iktidardan hiç düşmeyeceği bir cumhuriyet kurulmaktadır.

Benim bu anlattıklarımla ahlak denen şeyin de çoktan aşındığını söylemek istiyorum. Etrafı, herkesi basit ideolojik propagandalarla aşındırarak gerçekleri örtbas etme başarısını göstermek ancak böylesi bir ahlakla olasıdır. Hafız Esad tipi bir liderlik ve iktidar kurmayı demokrasi mavalıyla-kitleleri farkına vardırmadan-başarmak için toplumun ahlakı ve politiğiyle oynamayı gerektirir. Hafız Esad (ve bugün oğlunu) kimse iktidardan indirebildi mi? Onlar hem Sovyetçi(Rusyacı) ve hem Amerikancı(ydı)lar. Nusayri’sini, Dürzî’sini, Kürt’ünü, Arap’ını, Sünni’sini, Hıristiyan’ını yanlarına aldılar. Baas demokrasisinde de çok sayıda (23) siyasi parti var. Ama iktidarda hep Baas Partisi var, diğerleri figüran rolü oynuyor. AKP’nin de hedefi bu olmalı: 25-50-100-1000 yıl iktidarda kalmak. Tıpkı Baasçılar gibi. (Görünüşü kurtaracak çok sayıda Baasçı tipi muhalefet partisi de var nasılsa.)Bana göre işler iyi de gidiyor. Bizimkisi de Sünni, Alevi, Kürt, Türk, Ermeni, Roman, laik, şeriatçı, herkim varsa hepsine bir açılım (?!) sunuyor.(Bilumum açılımlar yapılıırr abi!) Ve hiç kimse-farkına varmadan-Baas tipi bir cumhuriyete geçerken (bir yandan da Sisyphos’un yazgısını yaşarken) küreselleşmiş tekelci (finans) siyasetçilerinin ve partilerinin mahkûmu birer modern köle olduğunu fark edemiyor.

---
bulent_tekin@turk.net
---

24 Mart 2010 Çarşamba

İzel Rozental Çizdi - İnşaat

İzel Rozental/ŞALOM

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

HSYK: DALGA GEÇİYORLAR
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Kadir Özbek, Anayasa değişiklik taslağıyla ilgili olarak, “...yüksek yargı ile dalga geçiyorlar” dedi. Özbek, “Yargının sorunlarına yanıt vermekten uzak, yargı içinde büyük sorunlar yaratacak ve öyle sanıyorum ki, yargıdan kamuoyunun milletin beklediği çözümlere çok uzak olan bir metindir” değerlendirmesinde bulundu.
YARGITAY: ELE GEÇİRİLME ÇABASI
Hükümetin 26 maddelik Anayasa değişiklik paketine en sert tepki Yargıtay’dan geldi. Başkan Gerçeker, “Taslak yüksek mahkemeleri devreden çıkarmaya çalışıyor. Düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı çok açıktır” dedi. Gerçeker şöyle konuştu: “Bu düzenlemeler şunu gösteriyor ki; yüksek yargının, yüksek mahkemelerin devreden çıkarılmak istenmesi, etkisinin azaltılmak istenmesi öngörülüyor.”
YARSAV: HEDEF BAĞIMLI YARGI
Hükümet tarafından muhalefet partilerine sunulan Anayasa değişikliği paketiyle ilgili, YARSAV başkanı da bir basın toplantısı düzenledi. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, Anayasa değişikliği taslağına ilişkin olarak, “Bu metin, bağımlı yargının en iyi ifade ediliş tarzıdır. Yargıya darbedir” dedi. Taslağın bir parti tarafından çıkarıldığını belirten Tarhan, bunun, Anayasa’ya ve kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu savundu.

ĺŞGAL !..COLONISATION !..

OBUR MİZAH EKONOMİK KRİZ SERGİSİ !..




KRİZ KARİKATÜRLERİ SERGİSİ ODTÜ’DE AÇILDI !.
Obur Mizah öncülüğünde gerçekleştirilen Kriz Karikatürleri Sergisi ODTÜ Ekonomi Topluluğu’nun Ekonomik Kriz etkinlikleri kapsamında ODTÜ’de açıldı. Sergide 6 ülkeden 27 karikatüristin karikatürleri yer alıyor. ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Binası’nda açılan sergi 25 Mart tarihine kadar izleyicilerin karşısında olacak...
Sergiden diger fotograflar ve sergi katalogunu görmek için :
http://www.oburmizah.com/
video için : Taille de police
http://oburmizah.blogspot.com/2010/03/kriz-sergisi-crisis-exhibition.html

23 Mart 2010 Salı

SALİH MEMECAN ÇİZİYOR (!)


Hadi Salihhh!Hadi Salihh!
Yargıya sarmazsan eğer
E-MİZAH'ı küfür ettireceksin.

MUSTAFA BALBAY 380 GÜNDÜR TUTUKLU.


Tamam.. Adli süreci etkilemeyelim, Hukuka, adalete saygının sarsılmasına neden olmayalım da.. Gazeteci olması bir yana, 380 gün neyle suçlandığını bile bilmeden parmaklıklar ardında tutulan bir babanın çocuğuna bu 380 günlük ayrılığı nasıl izah edelim.. Bu kara mizah ortadan kalktığında, "ikiniz de kusura bakmayın!" demek yaratılan bu boşluğu bu çukuru doldurabilecek mi? Tamam.. Adli süreci etkilemeyelim, Hukuka, adalete saygının sarsılmasına neden olmayalım da.. Gazeteci olması bir yana, 380 gün neyle suçlandığını bile bilmeden parmaklıklar ardında tutulan bir babanın çocuğuna bu 380 günlük ayrılığı nasıl izah edelim.. Bu kara mizah ortadan kalktığında, "ikiniz de kusura bakmayın!" demek yaratılan bu boşluğu bu çukuru doldurabilecek mi?
---
İ.Bülent Çelik/VATAN

KENDİ KENDİNE YAZAN ÇOCUK

***Geçen hafta bazı sebeplerden dolayı yazamamıştım.kusura bakmayın,ama bu hafta kaldığımız yerden devam.

***Benim anlamadığım,nestle reklamında Enver dene çocuk,bütün çikolatalı dağıtıyor,babasının hayrınamı dağıtıyor yoksa bütün mahalle veresiye mi yiyor anlamış değilim.

***Bazen canım sıkıldığında arkadaşlara mesaj atıyorum telefondan,ve bana cevap gelmiyor ya işte o zaman çifte hüzün yaşıyorum.Hem kontür gidiyor hem kendimi yalnız hissediyorum

***O değil de şu hayatta en çok beni ödemeli arayanlara uyuz oluyorum hee.Tam telefonu konuşarak açıyorum,Türkselde çalışan bayan lafı ağzıma tıkıyor.Bu bir ödemeli aramadır diye.Eee iyide kardeşim banane benimle işi olan önce kontür yüklesin.

***Bihter hamileymiş!!.Babası kim acaba??.Bihterin durumu şöyle yorumluyorum ben.Genç kız annesinin yanına gidip hamileyim diyor,annesi tabii ki babası kim diye soruyor.Kızın cevabı aynen şu;anne sen kuru fasulye yiyorsun,ama hangi fasülyenin gaz yaptığını biliyor musun?Bihter hanımın durumuda bu bence.

***En iğrenç espirilerden ilk 10'â girecek esprilerden biri;Çay var mı?.İçmek için mi?

***Beni en çok üzen olaylardan biriside şu hayatta okula hiç servise gidemedim ya,içimde kaldı resmen.Hep okul evimizin yanındaydı.Ama ben çocuğumu evin dibinde bile olsa bindirtecem o servise bari çocuğum bu acıyı yaşamasın.

***o değil de,akşamları yatmadan önce,telefonlarını kapatan insanları hala anlayabilmiş değilim.Ki telefonlarını kapatanların çoğunu kimse gündüzleride aramıyor zaten,yeşillik olsun diye taşıyorlar işte telefonu.

***O değil de.2 dakika salaga yatarım,ömür boyu aptalım olursun.Kelimesi kızlara hiç bı yerde soylenmemek üzere yasaklansın..

***Bence bizim eğitim sistemimiz çok yanlış.Bir tane soruya dört tane şık koyuyorlar boşa masraff.Bence tek soruya tek şık olsun,hem fazladan masraf olmaz.

***Kim ne derse desin otobüs yolculuğunda en heyecenlı şey muavinin servis yaptığı andır.Sıra sana gelmeden ne içeceğini karar vermen lazım.

***Bu haftalık bu kadar haftaya görüşenzi
---

22 Mart 2010 Pazartesi

THE ADOPTION OF HEALTH REFORM !..

OBAMA'NIN SAGLIK REFORMU KABUL EDILDI !..
L’adoption de la réforme de la santé ..
Une victoire historique pour Obama

DEFAITE DE SARKOZY !.. ( FRANCE )

Après la défaite de la droite aux élections régionales,
Nicolas Sarkozy a exhorté ses troupes à reconnaître leur défaite...

Fransa'da Sarkozy hezimete ugradi..
Yerel seçimlerin dün yapılan ikinci turunda, Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) ağır yenilgiye uğradı. Sol partilerin listesi, ülkenin doğusundaki Alsace dışında, Fransa'da bütün bölgelerde yarışı önde bitirdi..Ve Sarkozy yenilgiyi kabul etti..

VOILE INTERDIT DANS L'ENSEIGNEMENT !..

BELҪĺKA : EĞĺTĺMDE BAŞÖRTÜ YASAĞI !..

21 Mart 2010 Pazar

OBUR MİZAH EKONOMİK KRİZ SERGİSİ !..


Obur Mizah Ekonomik Kriz konulu karma karikatür sergisi 22 Mart günü ODTÜ’de izleyiciyle buluşuyor. Son dönem gündemin en önemli başlıklarından olan Ekonomik Kriz konusu ODTÜ Ekonomi Topluluğu’nun geniş etkinlik programı arasında bir de karikatür sergisiyle katılımcı ve izleyicilere sunulacak. Sergide 6 farklı ülkeden 27 karikatüristin çalışmaları yer alıyor. 22 Mart saat:13.30’da ODTÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi binasında açılacak olan Obur Mizah Ekonomik Kriz başlıklı karikatür sergisi 3 gün boyunca izleyicinin karşısında olacaktır. Tüm sanat ve karikatür severler karikatür sergimize davetlidir.

JOURNEE INTERNATIONALE DU SOMMEIL !..

ULUSLARARASI UYKU GÜNÜ !..

E-PAZAR -27- KAMYON

HAFTANIN KARİKATÜRÜ
Yollar gidişime, kızlar bomba atışıma hasta :)
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Sen kaçıncı dalgadansın arkadaş?
HAFTANIN FIKRASI
Bir gün temel Trabzon'dan eski bir kamyon almış, fakat kullanmasını bilmiyormuş. Hemen kamyon sürmeyi bilen arkadaşı Dursun'u aramış, Dursun'la beraber komyonu Trabzon'dan Giresun'a getirmeye gitmişler. Yolda gelirken kamyonun vitesi kopmuş Dursun; Ula Temel bunun vitesi koptu. Temel; Tabi kopar iki saattir oynuyorsun.

HAFTANIN ABAZASI(İsim değişikliği:)


HAYVANLAR ALEMİ

---

İki ayda bir yenilenen internet sitesi
TATSIZ TUZSUZ İNTERNET SİTESİ
Gereksiz bir derginin gereksiz bir internet sitesi
ŞEKİL(yakıyoo) BİR İNTERNET SİTESİ
UYDURUK KAYDIRIK BİR BLOG
(mizahhaber.blogspot.com)
yukarda kopyala gör
DEVAM EDECEK
to be continued

19 Mart 2010 Cuma

BÜLEN DÜZGİT'İ KAYBETTİK



Karikatürün mahcup beyefendisi


Hürriyet’te yayınlanan “Bülent Çiziyor” adlı köşesinde 22 yıldır gündemin nabzını tutan karikatürist Bülent Düzgit (63) dün vefat etti. Düzgit, bir süredir Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Merkezi’nde tedavi görüyordu.

TGC üyesi Bülent Düzgit, 1947’de doğdu. İstanbul Sultanahmet Ticaret Lisesi ile İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İlk çizgileri 1967’de Pardon mizah dergisinde yayımlandı. Daha sonra Hayat Mecmuası’nda çalışmaya başladı.

Kelebek’te ‘Şirin’i çizdi

1972’de Hürriyet’in bünyesinde çıkan Kelebek Gazetesi’nde ‘Şirin’ tiplemesini yarattı. Çarşaf mizah dergisinin kuruluş kadrosunda bulundu. 1988 yılından beri Hürriyet Gazetesi’nde günlük karikatürler çiziyordu. Meslektaşları arasında iyi kalpliliği, insan sevgisiyle tanınan Düzgit’i 2002’de Hür Portreler adlı yazı dizisinde üstat Oğuz Aral şöyle anlatmıştı:
“Sımsıcak çizgisi ve keyifli espri dünyasıyla dünyanın belki de son örneği. Usta deseninden gelen rahat ve sevimli çizgisiyle en sivri eleştiriyi yaparken bile insana olan sevgisini kaybetmeyen son bir örnek. Eleştirdiği kişiyi bile seviyor sanki. Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustaların günümüzdeki izdüşümü.

Sessiz sedasız, alçakgönüllü

Bülent hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir İstanbul çelebisinin birikimine sahiptir. Karikatür sanatındaki başarısı da işte buradadır. Karikatür denen bu yeni dünya sanatında karikatürcü dediğin adam biraz mel’un olmalı. Isırdı mı koparmasa bile, can yakmalı, diye bilinir. Hatta punduna getirirse belden aşağı vurmalı ve yan hakeme çaktırmamalıdır. Ama Bülent, sessiz sedasız, alçakgönüllü, reklamsız, propagandasız, mahcup kişiliktir. Ortalıkta asla görünmez.

O muhteşem deseniyle niçin yarım sayfa panorama karikatürler çizmediğini, güzelim esprilerini halktan niye sakladığını, bunun için gazete içinde savaşım vermesi gerektiğini her zamanki saldırgan gevezeliğimle hababam anlatıp duruyorum. O, duru mavi gözlerini önündeki kaleme dikiyor ve mahcubiyetten yanakları daha da pembeleşiyor. Lafa başladığımdan yarım saat sonra nihayet ağzından bir cümle çıkıyor. ‘Haklısınız ama ben böylesini de seviyorum ağabey’ diyor. Düşünebiliyor musunuz, en az 20 yıllık dostluğumuz var ve bana hâlâ ‘siz’ diyor.”

Bülent Düzgit’in cenazesi bugün öğlen Fatih Camisi’nden kaldırılacak.

Erdoğan’ın mesajı

Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, Düzgit’in vefatı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan’ın mesajı şöyle: “Değerli karikatürist Düzgit’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Karikatür sanatının özgün isimlerinden biri olan Düzgit’i her zaman saygıyla hatırlayacağız. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet; ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.”

Ne dediler

Doğan Hızlan
Ortak paydayı bulmuştu

Bülent Düzgit, etkileyici anlamların ve bildirilerin sade çizgilerle iletilebileceğini bilen ve onu başaran bir sanatçıydı. Günlük karikatür çizmek kolay görünen zor bir iştir. Belki Türkiye gibi bir ülkede sıkıntı çekmezsiniz ama ortak paydanın ve izleyenin geniş olacağı bir amacı sağlamak güçtür. İşte Bülent Düzgit bu güçlüğü aşmış bir sanatçıydı.

Latif Demirci
Çizginin naif sanatçısı

Bülent ile 1976-77 yılları arasında Çarşaf Dergisi’nde çalıştık. Ben çok gençtim, onun bileğine hayrandım. Kendisi Türkiye’nin en naif sanatçısıydı. Ağır bir hastalık geçirmesine karşın son yıllarda da karikatürden kopmadı. Her zaman günceli naif çizgileriyle yakaladı. Türk karikatür sanatı büyük bir sanatçısını yitirdi.

Ercan Akyol
İyi bir desenci

Çarşaf Dergisi’nde birlikte çalışmıştık. O kadar ustaydı ki biz ona ‘Doktor’ derdik. Bizim kuşağın klasik çizgisi vardı. Bülent o çizginin doruklarındaydı. Çarşaf’ın kapaklarını yapardı. Lokomotif gibiydi bir oturuşta tüm dergiyi çizebilecek yeteneği vardı. Sadece karikatürist değil, çok iyi bir desenciydi.

Metin Üstündağ
Bir gölge kadar sessizdi

Bülent Ağabey’le 80’lerde Çarşaf Dergisi’nde birlikte çalıştık. Hiçbir mizahçıya benzemeyen bir mizacı vardı. Usta bir çizerdi ama bir o kadar da alçakgönüllüydü. Bir gölge kadar sessiz efendiydi. Ve çok sıradan bir şey konuşurken bile yüzü kızaran çok iyi, çok sevimli, çok mahçup bir adamdı. Nefis portreler, uzun panoramalar öyküler çizerdi. İnsan değil de Nabokov’un bir roman kahramanı gibiydi. Çok üzüldüm, yürürken yukardan önüme bir tuğla düştü sanki

19.03.2010 HÜRRİYET

SAADET YALҪIN ҪĺZGĺSĺYLE !..( TURQUIE )

NURİ KURTCEBE ÇİZİYOR

Nuri KURTCEBE/CUMHURİYET

OSMAN TURHAN ÇİZİYOR


BÜLENT TEKİN YAZIYOR

KATİL KERPİÇ’TEN MODERN TOPLUMA

Elazığ depremi bizi kerpiç düşmanı yaptı.[Oysa Tel Halaf (MÖ 6000-4000) döneminin çağdaşı olan Elazığ Tepecik ve Tülintepe yapıları iki ya da daha çok odalı dikdörtgen biçimli yapılardı ve duvarları kerpiçten yapılmıştı.] Ama Elazığ depremi (annesi ve kardeşi ölen) bir Çocuk Keko’yla magazinleşti. Keko’nun dramı dramatize edilerek sorumluların katil kerpiçler olduğu saptandı. Bir mizansen de bizden olsun(!) İdareci: “Keko, baban geldi!” Babası ağlayarak Keko’yu sardı. İdareci: “Keko, başka ne istersin?” Keko: “Annemi, kardeşimi isterim.” İdareci: “Keko, suç kerpiçlerindir! Siz Keko’yu bırakıp Almanya’ya gidecek misiniz?” Keko’nun babası: “(Ne diyeceğini düşünür)Yok yok artık Türkiye’deyim.” İdareci: “Keko, üzülme! Seni kolejlerde okutacağız!” Sanki Keko’nun annesini-kardeşini öldürenin adaletsiz kapitalizm-zalim feodal ağaları-oligarşik sistem değilmiş gibi tek suçlu (olarak) kerpiçler ilan edilmişti. Bu hep böyle giderse, yıllar sonra asimile edilmiş birer beyaz Türk olarak (Kürt) Keko’lar kurnaz adam devletinde yine olacaklardır. Ve kurnaz adam neolitik tarım ve köy kültürünün yapı elemanı (malzemesi) olan kerpici suçlayarak yeni modern uygarlığını (modernite’yi) yaşamaya devam edecek.

“Komünistler Moskova’ya!” “Vatan haini!” “Bölücü komünistler!” “Kürtçü bölücüler!” “Teröristler, anarşistler, eşkıyalar!” “Vurun komünistleri!” Çok değil, 12 Eylül öncesi ve uzun süre sonrasında bırakın sosyalistlere, 18-19 yaşlarındaki solcu çocuklara düşmanca bakanlar bugün en büyük insan hakları savunucusu ve demokrat oldular. Nasıl olmuştu: Vahiy mi inmişti ya da ölümü gözleriyle mi görmüşlerdi? Sosyalist sistemin yıkılışı ve ABD-AB politikalarıyla bizim eski ırkçı ve İslamcı faşistlerimiz bir günde dünyanın en demokrat insanları oldu. Bu her türlü tekel’in-devlet de bir tekeldir-adamı olan bu eski insanlarımız toptan ve ailece Avrupacı oldular. Şimdilerde iktidar tekelinden pay aldıklarından tv’lerde bizlere-hiç utanmadan-demokrasi dersi veriyorlar.

1968 Gençlik Kültür Devrimi’ni katbekat aşmış bu zatlar (yeni entelektüellerimiz) geçmişte besledikleri komandolar ve akıncılarıyla din, mezhep ve ideoloji çatışmaları (cinayetleri) yaratıyorlardı. Şimdilerdeyse aynı zamanda hem İslamcı hem ateist, hem eşcinselci hem feminist olabiliyorlar. Bu insanlar aynı zamanda antimilitarist, insan haklarıcı, tam demokrasi yanlısı, tarikatçı, mezhepçi, İslamcı, milliyetçi, Türkçü, muhafazakâr, liberal, sosyal demokrat, ahlakçı, tam demokrattırlar. Bizim hakkımızda katli vaciptir diyenler bugün tertemiz, ulu insan rolü oynamaktadırlar. Ancak tüm bu insanlarda var olan bir ortak özellik hepsinin tuzu kuru olmasıdır. Aslında bakmayın bunların İslamcı ve milliyetçi söylevlerine. Onlar magazinel, medyatik ve şov toplumunun kralını inşa ediyorlar. Bir kravatlı bir kravatsızdırlar. Bir gün camide, diğer gün kilisedeler. İnşa ettikleri sanal toplumla ve Hafız Esad’ın Baasvari demokrasisiyle binyıllar iktidarda kalma hevesindeler. Bu Baasvari ulus devletinin muhalefet partileri de aynı magazinsel senaryonun oyuncularıdır. Hepsi (iktidarı ve muhalefeti) hakikatin inkârını oynamaktadırlar.

1968 Gençlik Kültür Devrimi’nin yenilgisi, Sovyetik sistemin çöküşü kurnaz adamın farklı bir sömürme yöntemi kullanmasına neden oldu. Kurtlar, kaplanlar, aslanlar, kediler makyaj yaparak kılık değiştirdiler. Artık kurnaz adamın söylemlerinin yanında demokratik sosyalizm (söylemleri) bile sıfır kalır. Kurnaz adam antikapitalist, antifaşist, antiemperyalisttir. Kurnaz adam demokrattır, antimilitaristtir, feministtir, homoseksüel koruyucusudur. Kurnaz adam milliyetçidir, İslamcıdır, gayrimüslimlerin dostudur. Kurnaz adam laiktir, çevrecidir, yenilikçidir, ilericidir. Tarım-köy toplumundan (neolitik) kent, sınıf, sermaye ve iktidar (rahip+yönetici+asker) temelli modern topluma (tekel) geçen kurnaz adam özgürlük, eşitlik ve demokratikleşmeyle anılıyor.

bulent_tekin@turk.net

BÜLENT DÜZGIT 'I DE KAYBETTIK !..



70-80 YILLARI ARASINDA CARSAF DERGISININ KAPAKLARINDA...
SONRASINDA HÜRRIYET'TEKI "BÜLENT CIZIYOR" KÖSESINDE...
BUGÜNE DEK SEVIMLI CIZGILERINI IZLEDIGIMIZ,
BES YIL SÜREYLE CARSAF'TA BIRLIKTE CALISTIGIM USTA CIZER
BÜLENT DÜZGIT'I KAYBETTIK..
SESSIZ, KENDI HALINDE, MÜTEVAZI AMA
BILEGI COK SAGLAM BIR KARIKATÜR USTASIYDI..
CINARLAR BIR BIR GIDIYOR..
KARIKATÜR DÜNYAMIZIN BIR KEZ DAHA BASI SAGOLSUN
.
DONQUICHOTTE ( ERDOGAN KARAYEL )
www.donquichotte.org